Yazın gelmesiyle, insanın canı daha hafif yemekler çekiyor. Elbette bir Adanalı olarak kebaba yaz kış “hayır” demem ama tatlı konusunda daha hafif olanına yöneliyorum. Genel olarak tatlıyı çok seven bir insan olduğum için kilo almaya çok meyilliyim. Elbette miktarına dikkat etmek koşuluyla her tatlıdan yiyebilirim ama yaz aylarında canım hiç öyle şerbetli tatlıları çekmiyor. Bunun vücudun uyum mekanizmasından dolayı olduğunu biliyorum. Okumaya devam et “Dondurmalı fırınlanmış şeftali”
Şifalı su tarifi
Basit ve mutlu bir yaşam için sadeleşmek, hayatı daha farkındalıkla yaşamak ve küçük şeylerden mutluluğu yakalayabilmek gerekli ve de esas olsa da, aynı süreçlerden bedenimiz de geçmeli aslında. Yani içinde mutlu olduğumuz bir bedene sahip değilsek, aynaya baktığımızda kendimizden hoşnut değilsek ne kadar çabalarsak çabalayalım, hayatımızı istediğimiz gibi yaşamamız pek mümkün olmayacaktır. Çünkü, aslında işin özü kendini sevmektir. Okumaya devam et “Şifalı su tarifi”
333 Projesi – Project 333
Project 333, bizi 3 ay boyunca sadece 33 parça kıyafetle idare etmeye (evet, 3 ay boyunca sadece 33 parça kıyafet arasından seçimler yaparak giyineceğiz) davet eden minimalist bir başkaldırı hareketi. Neye karşı peki bu başkaldırı? Sürekli yeni şeyler satın Okumaya devam et “333 Projesi – Project 333”
İki çocukla tatil
Aslında başlığı sadece “çocukla tatil” koyacaktım ama eskilerin dediği bir söz vardır “bir çocuk tek çocuk, iki çocuk çok çocuk, üç çocuk hiç çocuk” diye ondandır değiştirdim. Çünkü aslında çocukla tatil, iki çocukla tatil ve üç çocukla tatil dediğimiz şeyler birbirinden oldukça farklı deneyimleri içerir. Elbette bu ilk tatilim değildi, ama Oğuz’un bebeklikten çıkıp (bana göre hala ağzı süt kokulu bebek ya neyse) kendini çocuk olarak gördüğü, bunu idrak etmeye başladığı ilk tatilimdi. Okumaya devam et “İki çocukla tatil”